20 milyona yaklaşan nüfusu ile dünyanın en büyük metropolleri arasında gösterilen İstanbul, aynı zamanda dünyanın gelmiş geçmiş en büyük imparatorluklarının da merkezi olmuştur. İktisadi büyüklük açısından dünyada 34., nüfus açısından belediye sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre Avrupa’da birinci, dünyada ise altıncı sırada yer alan İstanbul’da yeni bir anket düzenlendi. Ankete katılanların görüşlerine göre; İstanbullular çalışmak ve yaşamak için Avrupa Yakası’nı tercih ediyor.Turyap ve Emlak Haber Ajansı iş birliği ile 2 bin kişiyle gerçekleştirilen ankette katılımcılara İstanbul ile ilgili bazı sorular yöneltildi ve oylamaları istendi. İşte anketten çıkan sonuçlar…İstanbullu, ‘Yaşamak ve çalışmak için Avrupa Yakası’ dediKatılımcılara ilk olarak “Avrupa Yakası’nda mı yaşamak istersiniz, Anadolu Yakası’nda mı yaşamak istersiniz?” diye soruldu. Ankete katılanların yüzde 56’sı Avrupa Yakası derken, yüzde 44’ü Anadolu Yakası olarak görüş bildirdi.“Çalışmak için hangi yakayı tercih edersiniz?” sorusuna ise yüzde 59’u Avrupa Yakası derken, yüzde 41’i Anadolu Yakası dedi.İstanbullu müstakil yaşam istiyorYapılan bir araştırmaya göre deprem gibi bir gerçeği unutamayan İstanbullu, sürekli deprem olacak korkusu ile yaşamaya başladı. İstanbul gibi kalabalık bir şehirde yaşayan insanlar, günlük stres ve koşuşturmanın ardından akşamları gürültüden uzak, sakin ve deprem endişesi yaşamayacağı bir hayat, yani bahçeli bir ev istiyor. Buna Covid-19 salgını sonrasında evlerine hapsolmak zorunda kalanların tercihi de eklenince, çoğunluğun müstakil yaşam konsepti evler istediği ortaya çıktı.“Müstakil yaşam mı? Site tarzı yaşam mı?” sorusunun yöneltildiği katılımcıların yüzde 88’i müstakil yaşam isterken, yüzde 12’si site tarzı yaşam istiyor.İstanbul’da yaşamaktan memnun olanların oranı yüzde 44 olurken, memnun olmayanların oranı yüzde 56 oldu.Kendi memleketine dönmek istemeyenlerin oranı yüzde 57 olurken, yüzde 43’lük kesim imkân sağlandığı takdirde, memleketlerine dönmekten yana.2021 yılından umutlu olanların oranı yüzde 70 olurken, her şey daha kötüye gidecek diyenlerin oranı yüzde 30’da kaldı.